Kategori: Tasavvuf

Şefaat

Şefaat selefi ekolünün ve diğer ekollerin içinde ifrata ve tefrite düşmüş olanlarının en çok hücum ettiği bir konu olması itibarı ile bu bahis önemlidir. Biz ehlisünnetin düşüncesini ifade edip şirk olarak gören zümrelerin dinlenmemesi ve tartışılmaması konusunda kesin hüküm sahibiyiz. Siz okuyucularımıza da bu tavsiyede bulunarak Ehlisünnetin görüşü budur böyle itikad ederiz diyerek tartışmak isteyenlerden…
Devamı

Kıyamet alametleri (Mehdi, Ye’cûc-Me’cûc, Deccâl ve Dâbbetü’l-Arz)

Kıyamet alametleri olarak hadislerde varid olan Deccâl, mehdi, Ye’cûc-Me’cûc ve Dâbbetü’l-Arz gibi hususlara inanmayı da Ehl-i Sünnet’in inançları arasında vardır. Biz böyle itikad ederiz. HARİCİLERİN ’in, Ali b. Ebî Tâlib ’in kıyamet öncesi ehl-i beytiyle birlikte yeryüzüne döneceğini iddia ettiğini ve bu görüş BATILDIR. Terim anlamıyla “müminleri hak yoldan saptırmaya çalışacağı düşünülen ve kıyamet alâmetlerinden…
Devamı

LEVHİ MAHFUZ KADER LEVHASI

Hanefiyye-Mâtürîdiyye’nin sahip olduğu görüş olup kâinatta meydana gelecek olan bütün vakaların ve kulların gelecekteki bütün davranışlarının levh-i mahfûza yazılıdır.. Ebû Hanife Allah’ın dilemesi, kazası, takdiri ve ilminin levh-i mahfuzdaki yazısı olmaksızın, dünyada ve âhirette hiçbir şey gerçekleşmeyeceğini belirtmiştir. Burada vurgulanan husus, bilgilerin levh-i mahfûza yazılmasının kula herhangi bir mecburiyet veya zorunluluk getirmediğidir Böyle itikad ederiz.…
Devamı

Kur’ân’ın Mahlûk(yaratılmış) Olup Olmadığı

Mâtürîdî ve Eşʿârî âlimlerinin büyük çoğunluğu Kur’ân’ın manası Allah’ın zâtı ile kaimdir. Kur’ân’ın lafızlarından soyutlanmış aslı ise ezelidir ve mahlûk değildir. Allah’ın zatı ile kaim olan sıfatlarının mahlûkatın sıfatlarına benzetilmesi imkânsızdır. Manası itibariyle Kur’ân’ın mahlûk olduğunu söylemek küfürdür. Fakat bunu manayı insanların idrak alanına indiren Kur’ân lafızları mahlûktur. Çünkü bunlar ardışık ve sebeplere bağlı olan…
Devamı

Fiilî Sıfatlar/Hâlık ve Râzık Sıfatlarının Ezeliliği

Allah’ın Hâlık YARATAN ve Râzık RIZK veren sıfatları ezelden beri vardır. Bizim itikadımız böyledir. O her türlü eksiklikten münezzehtir. Kısacası Allah yaratmadan önce de hâlık, rızık vermeden önce de râzıktır. Allah İRADE sıfatıyla dilemekte, KUDRET sıfatıyla yapabilme gücüne sahip olmakta, TEKVİN sıfatıyla da yaratmaktadır.  Allah mahlûkatı yaratıncaya kadar hâlık değildi, onlara rızık verinceye dek de…
Devamı

İMAN NEDİR

Cebrâil’in “İman nedir?” sorusuna Hz. Peygamber’in verdiği cevap Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe, öldükten sonra dirilmeye, kadere, hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna, cennet ve cehennemin hak olduğuna ve Allah’ın Kur’ân’da emrettiği hususların tamamına kalp ile inanmak ve bunları dil ile ikrar etmektir. İmanı sadece ikrar olarak tanımlayan KERRÂMİYYE hatalı görüştür. İmanın sadece kalp ile…
Devamı

BİR MÜSLÜMANIN EHL-İ SÜNNET OLUP OLMADIĞININ ÖLÇÜLERİ NELERDİR? – ​BİR İNSANIN EHL-İ SÜNNETTEN AYRILDIĞINI NASIL ANLARIZ?

Ehl-i Sünnet, “Hz. Peygamber (asm) ile ashabın dinin temel konularında takip ettikleri yolu benimseyenler” anlamında bir tabirdir.Ehl-i Bid’at ise, “Asr-ı saâdet’ten sonra ortaya çıkmış, şer‘î bir delile dayanmayan bazı inanç ve davranışları benimseyen gruplar” anlamında bir deyimdir.Ehl-i bid‘atın temel özelliklerini dört noktada özetlemek mümkündür. Ehl-i Sünnet’in temel görüşleri ve bir kimsenin ehl-i bi’dat olmadığının göstergeleri…
Devamı

Hu Dost

Hu Dost; Bu yazıyı yaklaşık otuz yıl önce bir musevi kağıt tüccarının yazıhanesinde gördüğümde çakıldım kaldım, işyerinin sahibi Levi’ye gerçekten inanıyor musunuz böyle olduğuna diye sordum. -Maalesef Ahmet beyim, hep iyilik etmişim cezası arkasından gelmiştir. -Altında Hz. Ali yazıyor -Ben öyle gördüm yazıyı, burası ticarethane neticede, manası prensiplerimize uygun Oradan ayrıldığımda aklım hala karışıktı “HİÇBİR…
Devamı

İLMİN İZZETİ İZZETSİZİN İLMİ

Şu çivisi çıkmış dünyada ilmin izzeti ve şerefi ile yücelmesi gereken insan, Ademin alim olduğunu bilmez mi ? Şeytanda alim idi her ikisi arasındaki mukayesede adem ve şeytan dilemmasında, birinin iyilik ve affa diğerinin ise tarda uğradığını bilmeyen yoktur. Bilinsin ki Adem ve iblisin farkının idrakine varamayanlar övülen ve yerilen alimlerinde mukayesesini yapamayacak kadar akıl…
Devamı

MUAZ BİN CEBEL ( R.A.)

Ashâb-ı kiramın büyüklerinden, helâl ve haram ilmini en iyi bilenlerden. Adı, Muaz bin Cebel bin Amr bin Evs bin Âbid bin Adiy bin Ka’b el-Ensârî’dir. Künyesi Ebû Abdullah’dır. Milâdî 605 senesinde Medine’de doğdu. Hicretin 18. (m. 640) yılında Kudüs ile Remle arasındaki Amvas köyünde vefât etti. İkinci Akabe bîatinde, kendi canlarını ve mallarını korudukları gibi…
Devamı