Hu Dost
Hu Dost;
Bu yazıyı yaklaşık otuz yıl önce bir musevi kağıt tüccarının yazıhanesinde gördüğümde çakıldım kaldım, işyerinin sahibi Levi’ye gerçekten inanıyor musunuz böyle olduğuna diye sordum.
-Maalesef Ahmet beyim, hep iyilik etmişim cezası arkasından gelmiştir.
-Altında Hz. Ali yazıyor
-Ben öyle gördüm yazıyı, burası ticarethane neticede, manası prensiplerimize uygun
Oradan ayrıldığımda aklım hala karışıktı “HİÇBİR İYİLİK CEZASIZ KALMAZ” Hikmeti ne acaba?
Bir müddet sonra Eşrefoğlu Rumi’nin Müzekkin Nüfuz adlı eserinde Cenabı Eyyüb Aleyhisselam’ın kıssası geldi, o sabırlı peygamberin çilesinin sonlarında vücudundaki yaralardan ve nasiplenen kurtlar öyle büyümüşler ki bazıları küçük bir salatalık kadar olmuşlar, lakin hikmeti Hüda Eyyüb Aleyhisselam hiç acı duymaz seyredermiş onları. Öyle bir anda kurtlardan biri tutunduğu yerden düşüverince, rızkından mahrum kalmasın diye onu tekrar aynı yere koyunca o kurdun yarayı tutmasıyla müthiş bir acı hissetmiş.
-Ya Rabbi bu nasıl oldu, bunca kurt varken bu canımı nasıl yaktı, diye münacatta bulunmuş
O vakit Cenabı Mevla şöyle buyuruyor;
-Ya Eyyüb, o kurt bizim emrimiz ile uzaklaştırılmıştı, kendi hissiyatına mağlup olarak merhamet gösterdiğin için onun acısını böyle şiddetli duydun.
Daha sonra efendi açtığı sohbetinde bu konuya büyük açıklık getirdi;
Yapılan iyilik ve hasenat unutulmadığı müddetçe Hak katına erişmiyor ve arkasından acılar geliyor, insan olarak vazifemiz yapacağız “yaptık bitti” Cenabı Muhammed Aleyhisselam buyuruyor ki “Yaptığın iyilikleri unut ama sana yapılan iyiliği unutma” hepimiz hizmetçiyiz. Bu âlemin hizmetçisiyiz. Allah mülkünü böyle imar tımar ettiriyor bize. Sonra Neyzen Tevfik’ten bir dörtlük okudular..;
İyi bak kabına olmasın delik.
Boşuna taşırsın gider gündelik.
Anında ölmeli ettiğin iyilik
Âlem duysun diye iyilik etme…
Dağ kadar kederin olsada
Keder dağını dostun neşesi deler
İbrahim YERLİKAYA