Sesizlik
Sessizliğe bürünen sadece dilimiz değil
Ruhumuzda suskunlaştı ve sustu.
Susmak, susamakla belki eş değerdir.
Dillerimiz lal olsa da inci mercan yine dökülür suskunluklarımızdan.
Zira kuran’ın bir ayetinde “وَأَنصِتُوا۟ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ” buyurulur
Sus pus hallerin kıvamı tefekkür deryasında yüzdürmektir, fikir kayıklarınızı. Susmak sessizce bir kabulleniş belki bir vazgeçiştir, ama ne kabul edilip ne reddedildi, neden vazgeçildi bir çırpıda anlaşılmaz. Belki zamanın anlarına belki de, yıllarca hatta bir ömür sürecek yılgınlığın ifadesi olabilir. Ama yıkılmamak gerektiğinin de en belirgin ifadesi susan kurtuldu. Dil insanın başına olmaz işler açarda insanı dilim dilim keser belki dilimlemek görünene bir paylaşım biçimi kimine göre bir suskunluk orucudur.
Sessiz sedasız uzaklaşmak bütün yakınlara arka çıkmamaktır.Kendi içine dönmek seslere kulak kabartmayıp,gönlü dizginlemek belki de sessizlikte derinleşmekdir. Sessizlik bir an kainatı sonra kendini dinlemek, belki de ilahi zuhurdan ve tecelli’den hisselenmektir. Sessizlik kolay başarılan bir yetenek değildir. Hem gönlü sustur, hem dili pustur zordur. Bu sesizlikleri içine çekmek belki de kelimelerden kendini çekmek, Sözün cezbesi ve cerbezesi söz sihir gibidir. Tesir eder ama bilmeli ki dilin afeti çoktur. Bundan kurtulmak da susmaktan geçer. Dil durmaz, insanı bir boğa gibi süzer. Kelam önemli kelimelerde önemli, söylemek kıymetli ve değerli ama daha değerli olan ise susabilmekte gizli.
Sözü alelade hale getiren ve tesirsiz kılanda çok konuşmak kesirül kelam eskiler
Boşa dememişler baş kural kılleti menam
Kılleti kelam, kılleti taam, yani az ye, az konuş az uyu. Laf ağır olunca veya yorunca herkesin gönül dili de ağızdaki dili de kes diyor….
Bazen söz çok yoruyor, zira kelime anlam yaran demektir. Bazıları öyle yenilecek yutulacak kelam etmiyor
İlla ki kafa göz yarıyor
Kelam öyle kıymetli ki kimine yarıyor
Kimini yarıyor.
Velhasıl uskut ey derviş…..
Yani sus kelam artık gönlümüzü yoruyor
İbrahim YERLİKAYA(Şavki)