Kavrulan Yürekler
Seyr ettiğimiz şu dünya hayatında ardında bıraktığımız çok Hikâyeler ve hüzünler vardır. Manevi ateşlerle Kavrulan yüreklerimiz
Susuz kalan benliğimizden ve dudaklarımızdan daha bir paramparçadır. Hedefi olmayan insanlar olmak istedikleri yer için kişiliklerini benliklerini darmadağın ederler. İnsan muamması budur aslında kendini nerede gerçekleştirmek ve konumlamak isterse ona motive olur. Eksikliklerini bu olduğu veya olacağı yerde tamamlayacağını düşünür aslında kendi cevheri onun olması gerektiği yeri fısıldar ona da o kendi arzularına isteklerine kulak kabartır.değerlerini yitiren bir müddet sonra kendisi ile çelişir elde ettikleri için çok bedel ödemiştir ama başladığı noktadan geldiği noktada artık kendisi olmadığını görünce bir çelişkiler medcezirler arasında oraya uygun davranış söz ve eylemler gerçekleştirir ama kendisini arayıp bulduğunu sandığı yerde kendisinden başka bir şey oluvermiştir. Kendinden nefret eder kendince başbaşa kaldıkça vicdanı dürter ona sürter rahatsız olur. Belli etmese de huzursuzluk onu kaplar elde ettiklerinin kıymetli gördüklerinin kendi kıymetini iç ettiğini görünce elde ettiklerinden gurur yitirdiği değerlerinden dolayı nefret edip kalbinin kabul edemediği ve vicdanın ve şuurunun açık olan ve kapanmayan yarasından dolayı inleyişleri sessiz ve derinden olur.
Ey derviş sakın bu çelişkilere düşme geçici dünyanın süsü zevale uğrayacak her neye nail olmak istiyorsan asliyetini ve ne olduğunu unutmadan istemelisin diyelim ki istediğin yerdesin ve değiştin bari ondan sonra bir kalem çek onlara hâk için müdahale etmeye çalış veya darmadağın ettiğin kendini toparlamaya çalış gurur duyduğun şeyler insan için iftihar vesilesi olabilir zaten insanında babalandığı gururlandığı yerin yurdun sakini değildir
Fıtratında ki hilafet ve eşyaya Allah hesabına hükmedişin bir âfeti olacaktır.
Bu afetten hali olmayan mı var kendini toparlayıp tüylerinden yeniden doğmuş olabilirsin
Gönül isterdi ki tekke kapısında kendini bulup sonra dünyayı tanısa idin dünya malının makamının gerçek yüzünü görse idin emin ol kendi ayakları ile sana gelen dünyaya itibar etmez. Allahın sana zail olmayacak sonlanmayacak bir dünya Nimetini verdiğini ve bu dünya Nimetine gönül koymayıp masivadan soyunarak o nimetleri verene şükürle tükenmeyen Allahın hazinesinden rızıklanırdın, aradığımız başka bulduğumuz başka
Bulup umduğumuz
İse bambaşka derviş
Yolda bul yolda ol menzile var. Sen sen ol hakkın sıratı müstakimi ve tarikat hakikati ile yola çıkarsan herşeye nail olursun
Sırrını vahdet iline vâsıl eden ara yerden ayrılığı çıkarır.
İkilik olmaz vahdet deryasına dalar.
Çıkar ağyarı aradan
Tek kalsın yaradan
Tevhid sırrını arayan gelsin
Bir padişaha kul olanın mülkü zail olmaz
Bir gülşene bülbül olanın gülü solmaz
Gerçek seven cananını
Verir teni canını
Derd odur ki dermanını
Haktan gayrı bilmez olur
İbrahim YERLİKAYA (Şavki)