Aşk Oldumu…
Kervanlar kalkar uzaklara umudun peşinde . Yollar uzanır gidilecek şehirlere . Maksat varmak mıdır , yolda olabilmek mi bilinmez . Her ne kadar varmak istense de varılacak şehirler bitmez . Bir döngüye ram olmuşuz ayaklarımız hasretten . Kimi vakit prangadır sevgi bağlar seni olduğun yere . Kimi vakit kanat olur da uçurur şehirden şehire . Sevgi olmadan hiçbir iş tamam olmaz . Hasret kadar elzemdir bu iksirde , birde yanında aşk oldumu …
Yollar uzun . Uzun mu uzun . Varmaksa buruk bir hüzün . Sevinç bekler oysa insan , sevineceğini hayal eder . Oysa gerçek de hiç varamaz . Çünkü varmak varılan olmaktır . Ve bunu ancak vardığında anlar . Vardığında hala kendinden bir şeyler var ise üzerinde hüzün olur , burukluk olur , çaresizlik olur . Yolun da yolculuğun da maksadının varılacağın kendisi olmak olduğunu anlamak zordur . Olmaksa belki hiç mümkün değil . Bir varan la bir varılan olması bile incitir oluverir artık . Kendinden kurtulmak ister yolcu . Zincirleri ağır gelir . Gücü yetmez ki çeksin koparsın . Bekler ki bir el yetişsin ona sevdiceğinden . O da ya yetişir yahut bu halin bana yeter der de seni o halince koyuverir . Yetmez olur kelimeler . Söz söylemek ağır gelir . Söylenen her söz sanki bir fersah daha yolu uzatır , zûl gelir . Her bir kelime , her bir düşünce seni sevdiğinden alıkoyan duvarlar olur , kendini inşa etmek sevgiliyle arana duvar örmek gelir . Kendinden kurtulmak istersin o da bir vadeye takılır , derya olur vuslat hayallerin , zaman dar gelir .
Yolcu olmak zor iş mirim . Olmamak ise imkansız . Seçenek var sanırsın da , her seçenek yine yola revan gelir . Ne yöne dönersen dön ben oradayım dedi mi hancı , sanma ki başka yere gidebilirsin , her gittiğin yolda önüne gelir . Ne kadar kaçayım istesen nafile . Reddetsen yolu , yolcuyu nafile . İstemesen , inat etsen , diretsen nafile . Hatta bilmesen dahi ne çare . Her inancın , isteğin , arzun , reddin yine döner dolaşır O na denk gelir . Yazarlar yürüdüğün yolu deftere sen bilmesen de ,gün döner huzura gelir .
Baştan başlamak bir ilizyon mirim . Nede başa dönmek var . Ne zaman başladığın zaman , ne dönüşün döndüğün zaman . Zaman dedik ya şimdi hakkını ister oldu zaman . Yolumuza durdu ise anlat beni diye , ne mümkün yürümek ona danışmadan . Yolcu zamana revan , zaman yolcuya meydan . Hakkını ödemek istersen , dilersen aman . İşini ona güvenerek yapma çünkü öyle bir geçerki zaman , daha ne vakit çocuktun , büyüdün , yaşlandın sen anlamadan , vakit tamam olur , düşersin toprağa yapraklar gibi sonbaharda , örterken derler bu da tamam . Zaman yolcunun yoldaşıdır yolda . Biraz yardımcı , biraz hırsız , bir garip ortak ki kimi vakit yükünü taşır , kimi vakit sırtına biner kendini taşıtır . Mevsimler olur gelir hayatına . Yazın olur , kışın , baharın olur . Sanma mevsimler sadece kapının dışında olur , yüreğinin tam ortasında da olur . Kimi kıştan başlar yaz olur , kimine gariptir geçmez mevsim hep kış olur . Hep umut vardır , değişir dersin , hoşluk olur dersin , baht işidir , ak olur , kara olur . Zamanı yazıya biçmişler , olur ama hep yazılan olur . Zaman hakkını helal etsin , daha nice kelimeler dökülür de , okuyan rahatsız olur .
Yol hikayesi bu ya , yollar dedik , zaman dedik , bu yolların kimisi deryaya varır , kimi çıkmaz olur . Çıkmaz yollar seni meşgul ederler kendileriyle . Bir yanın geçip gitmek diler , bir yanın kalmak diler . Bir cazibesi vardır seni kendisiyle meşgul eden . Yürek bu ya hani derler otada konar …Ama mesele her daim yürümek idi . Yürümek demek o vakit ne ola ki . Çünkü çıkmazda olan bilmez yürürüm sanır . Yürümek efendim yön gerektirir . Yönü olmayan da yürür lakin muhtemel ki gidilecek yönden uzak kalır . Her cana sorsan yürüdüğü yönde bir menfaat görmüş de o yüzden yürür . Menfaat bizi yola düzer , düşürür . İhtiyaç bizi yürütür . O vakit ihtiyaçları tasnif etmek lazımdır ki hangi ihtiyacın ardına düşülür . Bizim gerçek ihtiyacımız nedir ? İnsan sayısı kadar cevap akın eder . Allah’a dua edenler kadar ihtiyaç sahibi , aciz kapında birikmiştir Allah’ım . İhtiyacını senden temin etmek diler . Bir padişah varken bize acziyet kapısında durmak gerek . Kim ki kendinde hüküm buldu o yanıldı . Kim ki kendinde bir kudret gördü , gördüğünde yanıldı . Cümle alem O’nun kudret meydanı iken kendinde varlık gören göz ne kadar şaşıdır . Biri iki gördüde ben dedi . Bu murat senden midir yoksa O’ndan mı . Seni yaşatmak dilediği için sen o seni yaşatacak içmenin yemenin peşindesin . Senden git şurada kullarıma hizmet et dediği için sen her gün işe güce gider adına da geçim derdi dersin . Sen bu hizmeti kendinden bildin ya , sende kimsin . Sende O’ nun muradına karşı koyacak kudret ne arar . Öyleyse bu yollar nereye gider dersen . Cümle yollar tevhide gider . Lakin sen sende ki beni kudret bildiğin için ve ama sen aslında olmadığın için o kudretin içinde yolunu kaybettin . Cümle alemde işi Allah yapar , başka fail yoktur. Cümle alemde Allah var başkası da yoktur . Sen o kudreti ve büyüklüğü bilesin istedi ise Rab kendi aslını bil de onun mülkü ve onun muradı olarak kul olasın diyedir . Kendine kudret atf edesin diye değil . Çünkü kudret de onun mülküdür. Kendine kudret atfedenler acziyetini cehennemde yaşar . Burada aciz olanlar ise cennette kudreti zevk eder . Sanma o cehennem vaad edilen bir gündür . O vaad her an seni kuşatmış .An be an orada durur Cennetle beraber . Sende bunu görecek göz yok ise bir gören bul . Kimse görmüyor öyleyse yoktur sanma , lakin an be an orada olduğunu bilen , anlayan , gören gözler vardır . Öyle bilirler ki avuçlarının içi gibi . Bir nefesten , bir sözden , bir duruştan bilirler neredesin , ne alemde . Hatta lazım değildir senin olman nede . Çünkü aşıklar arasında sırların en gizlileri söylenir durur lakırdı diye .
Esen kalın .
Hamdi Kemal BAYRAM