NEFS

NEFS

NEFS birçok islahat da negatif bir mana verilerek anlaşılmış ve genelde de bu anlamı meşhur olmuştur . Oysa nefes iyi veya kötü değildir . Nefs olarak kastedilen şey aslen daha önce anlattığımız ve beni meydana getiren tüm unsurların çatışma sahasıdır . Nasıl bir harp meydanının taraflara iyi veya kötü bir tesiratı olamıyorsa , taraflar o meydanın koşullarını kendi gayret ve çalışmalarıyla kendilerine uygun düzenliyorsa nefs de aslen hakim olan , çatışmaların galibinin renk  ve düzenlemesine uygun bir şekle bürünür . Galip olan tarafa biad eder. Galip olan unsur nefs meydanına kendi bayrağını açar . Eski istilahlarda genelde her insanda , şayet  kendi bilinci , algıları , üzerinde bir çalışma yapmadıysa ; nefs meydanına hep benci , bireysel çıkar ve zevkler hakim olur  , bu yüzdende hep aşağı tabiyatları tezahür ettirir halde nefs müşahede edildiği için bizatihi nefsi mücadele edilmesi gereken bir varlık olarak tanımışlar . Oysa nefse aşağılık tabiyatlar hakim olabildiği gibi , çok yüksek tesirler , çok yüksek bir bilinç ve şuur da hakim olabilir . Bu yüzden nefs den kurtulmak hele ki varlık âleminde mümkün değildir . O’ na hakim olan unsurların ıslahından ancak söz edilir . Burada eskilerin nefs den kastını da bilerek okumalarımızı bu yönde yapmak maksadıyla , eskilerin kastının nefsin aşağı unsur ve tabiyatlarca işgalinden bahsettiklerini anlamak daha uygundur . Neden böyle bir ayrıma gitmeyi daha doğru bulduğumuz noktasında “ Nefsinize zulmetmeyin “ ayeti başka türlü anlaşılamaz çünkü . Çünkü nefsten maksat sadece aşağılık unsurların hakimiyeti olsa biz o nefse sonuna kadar zulmetmekle memur olurduk . O ayetten kasıt nefs meydanını aşağılık unsurlara kaptırmayın , mücadele edin ve hakimiyeti ruhun , vicdanın ele geçirmesi için nefse yardım edin manasını taşır . Burada nefse bizatihi ayrı bir varlık verilmiş olması üzerinde daha çok tefekkür etmeyi gerektir bir şeydir ki buradan kasıt muhtemel olarak her varlığın bir fıtrat üzere doğması , modern ıslahata uyarlarsak varlığın atalarından beri getirdiği DNA bagajları kast ediliyor olabilir . Zira kuşaktan kuşağa aktarılan her gende, o genin ilk orjininden bugüne değin onu taşıyan tüm varlıkların kendi yaşamları ve mücadelelerinin katkısı olmaktadır . Bunların tamamı , özellikle de uzun süren duygusal haller belli bir enzimin daha fazla üretilerek bunların DNA kodlarında takip edilebilir izler bıraktığı bulunmuştur .  Buradan şunu anlarız ki her varlığın karşı karşıya kaldığı tüm bu çatışmalar , belli bir koşulda meydana gelmiş , belirli özellikleri olan bir nefs meydanında karşı karşıya gelmektedir . Tüm peygamberlerin aynı soydan geliyor olması gibi bir bilginin de burada bizi destekler mahiyette olması düşünmeye değerdir kanaatindeyim .  

Nefsin atalardan beri şekillenmesi ne anlama gelir bir misalle anlatalım . Madem mevzu bahis nefs bir çatışma meydanıdır , o vakit çatışma meydanı bazen , oraya daha evvel gelen kuvvetlerce istila edilmiş ve hatta tahkim edilmiş olabilir . Ki genelde de zaten hep insanın aşağılık tabiatı tarafından ele geçirilmiş ve tahkim edilmiştir . Bu durumda oraya başka bir unsurun hakimiyeti için varlığın tüm tercihlerini ve kuvvetini bu unsurun galibiyeti için seferber etmesi gerekecektir . Bu gerçekten büyük bir harb olup Peygamberimizin ( S.A) çıktıkları harb den sonra “ Küçük cihat bitti şimdi büyük cihada “ kelimesi anlam kazanır . Evet varlığın en büyük mücadelesi hep kendisiyle olan mücadelesi olmuştur .  Dışarıda gibi görünen tüm o kötülük , karşısına yerleştirdiğimiz iyilik , bunlar aslında varlıkların hep kendi nefislerindeki hakim unsurları batından zahire çıkartarak ortaya koymalarının neticesidir . Batın’da olan zahire mutlaka dönüşmekle memurdur . Ve insanın gözleri içeriyi ve kendini görmekten aciz olduğu için , insan tüm bu savaşları dışarıda oluyor gibi seyreyler . Oysa olan biten tüm şeyler varlığın kendi iç aleminin dışa yansımasından ibarettir . Burada adeta olan şey varlığın rüya içinde rüya görmesi gibi tanımlanır .  Varlık ne kadar kendi iç aleminde ki savaşları sükunete erdirirse , dışarıyla da bir kavgası kalmaz . Bu yüzden insanın ilk vazifesi kendi varlığını didik didik etmesi ve kendi kavgasını  bitirmesidir . Bu kavga biter mi ? Biter . Dünya yıkılıyor olur ama sizin kavganız biter .  Sevgi ve ışıkla …

Hamdi Kemal BAYRAM.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir