Gönül Yorgunlukları

Gönül Yorgunlukları

Gönül yorgunlukları hiçbir şeye benzemez, kalıp dinlenir de kalb dinlenmez, gönlü yarda dinlendirmek zordur dinlendirilmeyen gönül kelam olup dillenir dil hem konuşma dilidir hemde gönül anlamında kalptir. Ama ucu bucağı olmayan yumruk büyüklüğünde ki kalbin vüsatı geniştir koca alemler içine sığar.

Gel bak gör ki alemlerin geniş olduğu kalbe bir Allahı sığdıramamak ne vahimdir gönül sultanı nazar edip misafir olmak istedikçe orada taht görmezse ve lebaleb dolu olan gönüle gelsinde nasıl mihman olsun.

Sür çıkar ağyarı dilden Ta tecelli ede hak.

Padişah saraya konmaz Hane mamur olmadan

Gönül sarayının bir sultanı olur o da hak.

Bizde sultanlar çok suphanlar çok beyti mamur kabe olan gönülde bir tek hak yok gayrı herşey var büyükler buna masiva demişler.

En zoru varlık mefhumumuz, kaygımız hep varlıkta. yoka talep yok ki. var olan hakkın şuun ve şenleri hayali izafi çizilen varlık çizgilerimiz o kadar belirgin ki bencilleşen nefsin devleşen halinde ruh cüce bencillik ve bireysellik ile yoğrulan bir karakter elbette gönül yorgunluğundan başka ne getirir ki faninin fenaya seyrini nasıl anlamak lazım bizce fena diye ifade edilenler kötü mü ne fenadan haberdar.

Ne Faniden bir işaret bir çağrı var

Bilinesi rabbim küntü kenzen mahfiyyen demişte

Mahfi anlayamamışız aslında gizli de bulunan mahviyettir de gözümüzde önümüzde hergün açılıp kapanan tecellileri bilmemişiz

Kendimizi benimizi öncellemişiz evet bir nefs verilmiş bir ruh üflenmiştir insana da kendimiz teşviş düşüp kendimizi ilâh bilmişiz

Firavunla haman bir olmuşta sihirbazlar efsun kılmışlarda Harun ve musa gibi kavli leyyin güzel sözle izah etmemişiz içimizdeki ejderhaya elimize alamayıp musa’nın asası edememişiz ki efsunlanan ve efsunlayan sihri asa ile paramparça edememişiz yılanın hem zehiri hem panzehiri vardır hekimlerin sembolu asa üzerinde kaseye doğrulan yılandırda

Musa bulupta ne Harun ne yuşa olabilmişiz.

Tih sahrasında 40 yıl dolaşıp mercimek buğday istemiş kudret helvası ile bıldırcın dan vazgeçmişiz cancağızım bunla kalsak bir şey olmaz da asıl 30 güne 10 gün ilave eden 40 tamamlayan tura varıp nalinlerini çıkar diyen rabbi unutup pas geçmişiz 9 delil ve mucize ile gelen musa’ya 90 bahane üretmişiz kendi kitabını okuyup len terani sevdasında sedasında inleyen bir ulul azam peygambere sırt çevirip kendi nefs buzağımızı altın kılıp ona secde etmişiz.

Cancağızım gönül yorgunlukları nice yoğunlukları gönülde devşirir zayıf kuvvetliye üstün gelir gerek şeytan gerek nefs  zayıftır

Lakin güçlü olan ruh nasıl mağlup gelir

Yunus bir söz dermiştir aslında bir sır demiştir

Bir serçeyi gördüm vurdu şahini Yere

Bende gördüm tozunu

Toz olduk tozumuz savruldu toz duman oldu

Tozuttuk şunu bil ki azizim

Toz kalkanda görürüz

Eşeği mi bindik küheylana mı

İbrahim YERLİKAYA (ŞAVKİ)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir