Kara Katran Kazanı
Sabır kara katran misalidir; nefse bulanmış benliğin halleri ise ateş, katran ısındıkça bulanırsın da bunalırsın da kaynayan katran kazanında her neyinle oraya dokunsan bulaşmadığı yer kalmaz sukut cenderesinden geçmeyen sözün incisini nasıl delsin her bir gayret bir nisbete ve bir himmete eşit, daim kendi nefsine nazar eden bir tavustur amma
Uçmak için güzel süslü kanatları açıp onu seyretmek değildir, işin aslı işin aslı güçlü kanatlara ihtiyac vardır
Kendine bakmak, kuruntulara kulak kabartmak, üflemelerin esintisine kapılmak, sonra da kızıp dökülüp taşmanın , haddi aşmanın tuzaklarına defalarca düşen bir can kuşu olmaktansa susup, kaf dağının yüce kuşunun seni beslediği şeyi hazm etmek lazım olmadı, manen huzurda olduğunu bilip lal olmak lazım olmadı, sohbet dileyensen
Kalbden dile dökülen SUNUHATI OKUMAK LAZIM, HA Okumuşsun ha duymuşsun
Eyvallahlar tükenip Eyvah ben ne yaptım dememeli
“Bade harabül Basra” bir Arap atasözü
Bedevi öldükten sonra sevdiği safranlı pilavı
Göğsüne döküp sonra yer…
İbrahim Şavki el Kadiri