Bir Ulu’nun Yolculuk Üzerine Notları-2
TERS LALE HİKAYESİNİ BİLEN VAR MI ?
Kıymetli canlar.
Birinci notta bir giriş yapmış idik
Ne demiştik yazımızın ilk paragrafında Allah insanı yaratıp da başıboş salmadı ya..
Nitekim bütün kitapların en kıymetlisi Allah’ın Habibine yolladığı kitapta buyurmuyor mu Cenab-ı zülcelal. “İnsan başıboş mu bırakılacağını sanıyor”
Canlar, Güzel Allah’ımız Ademi yarattı. O Rabbine karşı şeytanın iğvası ile kusur etti, küsür etti amma nasıl bir rahmettir ki, hem affa mazhar oldu hem de ceza olarak cennetten çıkarıldı lakin peygamberlikle şereflendi. Ey güzel Allah’ım biz senden bigane ve o kadar izansız ve sana kusur, küsür çıkarmakta o kadar herzeler naneler ayvalar elmalar buğdaylar yiyoruz ki seni anlamadığımızdan ve hikmetini bilmediğimizden mükafat mı verdin ceza mı kestin hiç düşünmüyoruz.
Şu hikmetin güzelliğine bakın ki Adem günah işlemesine rağmen melekler onu ayıplamadılar.
Allah Adem’i yarattığında ona esmayı, edebi, adabı, öğretti.
Allah âdemin mürebbisidir âdem Allah’ın yarattığı ve kıymetlendirdiği kendine muhattap aldığı halifesidir. Fatiha da Allah hamd ile giriş yapar Allah bizlere bir edep öğretir Elhamdülillahi rabbil âlemin.
Rab terbiye edendir. Eskimez dilimiz Osmanlıca da Arapçadan dilimize geçen öncelerde kullandığımız güzel kelimelerimiz vardı. İnsana kuranı ayeti hatırlatsın diye Allahı hatırlatsın diye bunları çokça kullanırdık. O zamanın yaşayan avami ümmileri sanki kuran hafızı gibi konuşurlar, değme müderris hoca mola takımlarına taş çıkarırlardı “Bazen bir divaneden bir söz sadır olur Divanlara sığmaz” demiş ehli irfan Ariflerimiz
Ne demişler; zerafet ve incelik nicelik herkese lazım
Üslubu beyan aynı ile insan demişler azizler.
Biz konumuza devamla dağılmadan dağıtmadan devam edelim canlar.
Dedik ya biraz evvel Rab kelimesi
Ne hoştur çünkü Rabbim kullanmış
Hemde ilk sure ilk ayette bakın şu güzelliğe dilimize bu kelimeden türemiş mürrebbi kelimesi terbiye eden demek, ademe isimleri öğretiyor insanın alimliğine, bilgisine Rabbin den mülhem,muallim muallime günümüz ifadesi ile öğretmen, terbiye, dilimizde eğitmen neyse canlar az az söze
Dem verelim
Kısa kısa kıssadan yola revan olalım.
Olalım ki yolculuk eden salik, yol yolcusu, yolun yolcusu, yolu halt edip, halt yiyip, bir halt etmiş ise, nedamet getirip yolda olduğunu unutmuşsa, yola gelsin. işleri yoluna girsin. Ahmaklığı, bencilliğini bir kenara bırakıp; arıza olan eğer hastalanmışsa yola gidemiyorsa o haline maddi ve manevi tabip arasın. Eğer bulmuşsa onun dediklerini YAPSIN.
Modern ilimde hekime, tasavvuf literatüründe hakime gitsin Lokman Hakim
Allah’ın bir esması da ya hakimuMilletin şimdi bildiği hakimlerde bu isimlerin bir manasıdır.
Neden demişler bir düşünsün. Hikayesini, nedenini, niçinini öğrenmek isteyen sabırsızlar sabretmeyi öğrensinler.
Âmâ olan, yani kör olan köy ahalisine, ayna ile dolaşsan ne faide, öfkesi akıl ve kalb gözünü basiretini kapatmış ,hırsı, hasedi, buğzu, nefsinin kötü huyuna esir olmuş, hırsından buğzundan ne dediğini bilmeyen.
Sağır olan mahalle sakinine ramazan davulcusu gibi davul çalsan ne faide…
Kültürümüzün yegane güzelliği
Bizim coğrafya da bulunan ters açan lale yi Altta paylaştım ki
Edebimi ve kültürümüze vefa borcumu ödeyeyim.
İbrahim YERLİKAYA