Vâkıât Şerhi – İrşad
Ve buyurdular ki: Ulu’l emr padişahtır. Hakîkatte ulu’l-emr şol mürşid-i kâmildir ki halka terakkî ta‘lîm ede. Tenezzülden hıfz eyleye. Zamân-ı enbiyâda, enbiyâ idi ba‘dehû kümmel-i evliyânın te’sîri avâlimde cemî‘-i tâlibîne sirâyet eder. Zâhirde gayrı mürşidleri ( irşad eden ) var ise de te’yîd ondandır. Ve buyurdular ki: Bâb-ı hilâfette, zamânı geldiğinde ehlinden izin, emr-i Hak’dan izin gibidir. Ehl-i taklîdin iznine i‘tibâr yoktur.
İçinizden emir sahipleri, idareciler, yöneticiler, riyaset ve saltanatta oturan bugünkü durumda Cumhurreis, eskide sultanları kast etmiş Hazret. Ondan misalle mürşid-i kâmillerde emir ve tasarruf sahipleridir. Zahirde dünya liderleri mana da ise Allah’ın velileridir, işaret edilenler.
Halkı eğitip halkı irşad ve onları terâkki ettirmek ile vazifelidirler. İnsanları düşüşten geri kalmaktan manevi ilerlemeden alıkoyup onları muhafaza edip korumalıdır.
Zamanın nebileri aynı zamanda Allah’ın velileri dostlarıdır.
Nebiler geçmişte aynı şehirde, aynı beldede olabildikleri gibi başka beldelerde de olabilirler aynı çağda pek çok nebi ve peygamber bulunabilir. Bilinmelidir ki: Evliyanın kamilleri bütün taliplere hakka vasıl olacaklar için onların afak ve enfüsteki yani iç ve dış alemlerinde tesir etmeye tasarruf etmeye sahiptirler. Kâmillerin tesirleri kuvvetli ve azimdir.
İrşad ve Mürşid
Zahirde başka irşad edici veliler olsa da, talip ve ezelde nasibin olan mürşid diğerlerinin irşadında da söz sahibidir. Teyid ondandır. O, sizlerin mana ve maddesini tahkim eder. Gayrı irşâd edicilerin irşadında asıl irşâd edicidir. Hilâfet kapısından hakkın kudret ve kuvvet hırkasını giyen, mürşidi tarafından yetiştirilenler, izni ilahi ile o makama atanırlar. Ehlinden izin, emri Hak’dan alınan izin gibidir. Ehli taklidin, kâmil olmayanın iznine itibar yoktur.
İbrahim Yerlikaya (Şavki)