Algı Düzeni ve Farklı Bakış
Genellikle zihinsel zeka üzerinde odaklanıyoruz. Sanatsal beceriler, evrenin fiziksel
simetrisini kavrama çabalarımız, zihinsel zekamızı örgülemeye yarar. Tutum
alışkanlıklarımız ve kazandığımız kişilik terbiyesi de duygusal zekamızın gelişimine
katkı sağlıyor.Oysa ruhsal zeka, tüm bunların arasına serpiştirilmiş; yalnızca nedensiz içtenlikler, teslim ve tevekküller, sevgiler, dostluklar ve niyetler tarafından beslenir.
Akıl, doğanın maddesel yüzeyinde çalışır. Mantık, bilmediğinizi gösteremez. Sınırsızlık, sınırlı kavramlarla açıklanamaz. Ruhsal zeka, sizin sınırlı gücünüze değil, sizinle olan Sınırsız Güce dayanmanızın yoludur.Musa Peygamber (as) ile Hz. Hızır (as), yolculuk yaparken uğradıkları bir şehrin halkından yiyecek istediler. Halk onları misafir etmek istemedi. Oradan ayrılırken,
Hz. Hızır (as) yıkılmaya yüz tutmuş bir duvarı onarıverdi. Musa Peygamber(as) buna şaşırmış; kendilerini misafir etmeyenlere yaptığı bu karşılıksız yardımı yadırgamıştı. Hz. Hızır(as) sonunda sırrı açıkladı: Duvar o şehirdeki iki yetim çocuğa aitti ve altında çocuklara ait bir hazine vardı. O çocuklar büyüdüklerinde
duvarın altındaki hazinelerini çıkaracaklar; o zamana kadar hazine duvarın altında korunacaktı: * Kur’an: 18; 77-82Hayata genellikle Musa Peygamberin(as) gözüyle bakıyoruz. Elbette aramızdaki düzen için buna mahkumuz. Dahası, Kaderin sayısız sırrını çözemeyeceğimiz için, dış görünüşü esas almak zorunludur. Ama eğer, başarı yolculuğunda şimşek gibi ilerlemek istiyorsak, hayatımızı Hz. Hızır’ın(as) gözüyle de sorgulayan bilmeliyiz.
İbrahim YERLİKAYA