İlimler Tasnifi ve Bilgi Bilimi Üzerine
Merhaba değerli okur, öncelikle bu platformdaki ilk yazım olması hasebi ile her şeye basit bir giriş olması adına ve temel kavramlar üzerine düşünmek için basit bir yazı ile başlamak istedim. Bilgiyi ele alan Felsefe dalı Epistemoloji fakat bu yazımızda uzun uzun bilgi nedir, doğru bilginin kaynağı nedir gibi 2. seviye sorulara girip Epistemoloji alanının araçlarını kullanarak lafı uzatmayacağız. Burada değinmek istediğimiz asıl şey tanımlar üzerine. Bilgi her şeyden önce tanımlarla başlar. Tanımlar insanların anlaşabilmesi için ortak bir dili ifade eder. Ve ortak tanımlar konular üzerinde uzlaşmayı, doğru bilgiye-bilginin doğruluğu konusunu felsefe dışında değerlendirerek o tartışmalara burada girmiyoruz- ulaşmayı sağlar. Tanımlar genellikle bir şeyin ne olduğunu ve özellik ve sıfatlarını içerir. Bu şekilde o şeyin tanım kümesini oluşturmuş oluruz ve üzerine konuşabiliriz. Ortak kabul edilen tanımları olmayan olgular üzerine anlaşılamaz. İnsanın kendi edindiği bilgiler temel kabullerini ve tanımlarını içerir. Bununla beraber her şey Bilgi bilimi açısından 4 farklı olgunun tanımları içine girer; Din, Felsefe, Bilim ve Sanat. Her olgu; bilginin doğası gereği , her bilgi gibi ön kabullerle başlar. Buna göre basit olarak bu olgular ele aldıkları şeyleri kendi metodolojileri- yöntem bilimi- ile inceler belli bir matematiğe tabi tutar ve sonucunda başka bir bilgi yada tanım üretir. Burada bunları derin ve uzun uzun açıklamalarına kendi cihetlerinden tanımlarına yada felsefi derinliklerine girmeden basit ve anlaşılır şekilde birbirinden farklarını ve ne olduklarına dair genel basit tanımlarını yazacağız.
İlk olarak Felsefeden başlayalım; felsefe daha çok bir soru sorma etkinliğidir. Varoluş, bilgi, değerler, ahlak, mantık,evren doğa, ve dil gibi temel konuları sorgulayan, araştıran bunların bilgisine ulaşmak için kendi yöntemleri olan bir disiplindir. Felsefe çoğunlukla bilginin kaynağının akıl olduğunu, akıl yürütmelerle bunlara ulaşılabileceğini savunur ve bunun için kendi yöntemlerini geliştirir. Epistemoloji, Ontoloji, Metafizik, Mantık, Etik temel alanlarındandır. Şeylerin bilgisine ulaşmak , onları tanımlamak ve onlarla ilgili sonuçlara ulaşmak için sorular sorar. Fakat bu soruları matematiksel, mantıksal analitik bir bütünlükle yapar. Objektif ve genellenebilir mantık yasaları ortaya koymaya çalışır, bu yasalarla ortaya atılan teoremleri hakkında bilgi sahibi olur, doğrular, yanlışlar yada yeni şeyler ortaya koyar.
İkincil olarak bakmamız gereken alan ise Bilimdir. Bilim kendi yöntem bilgisi olan ve her şeyi bununla ölçen bir alandır. Ampiriktir deney ve gözleme dayalıdır. Bilimin konusunu oluşturan şeyler gözlemlenebilen fizik alemde var olabilen şeylerdir. Buda ilahi kavramları, gözlemlenemeyen soyut şeyleri , ölçülemeyen soyut şeyleri bilimin konusu olmaktan çıkartır. Örneğin Tarih’i ele alalım. Tarih ne kadar bilim olarak ele alınsa da bilimin gözlemlenebilirlik ilkesine tam anlamıyla mutlak olarak sahip değildir. Dolaylı olarak Tarihin tamamı değil gözlemlenip sınanabilen bazı kısımları için bilim denilebilir. Bilim kendini yanlışlayarak ve birikerek çoğalır, matematiksel ve mantıksal ön koşullara dayanır , genellenebilir ve sınanabilir olmalıdır.
Üçüncü olarak Sanat’ı ele alalım. Burada sanat felsefesi üzerine ya da modern zamanların sanatı tanımlanması üzerine veya sanatçıların sanat tanımı üzerine durmaktansa kendi sanat tanımımı size aktaracağım. Sebebi ise yine sanatın kendisidir, sanat subjektif olduğundan ötürü genellenemez ve tanımlanması neredeyse imkansızdır. Buna karşın bir şeyin sanat olabilmesi için kuvvetli coşkun ve aşkın bir duyguyla bir anda ortaya çıkması yada o duygu ile yapılmış olması gerekir, yada gözlemcilerde bu duygusal etkileri bırakması gerekir. Bu estetik olmasa da bir şeyi sanat yapar. Sanat bilgisi duygulara bağıl olduğundan var olan şeylerin sanat açısından ele alınması kişiye göre değişen bir şeydir.
Son olarak Din olgusunu ele alalım. Din; kaynağı ilahi olan varlığın ötesindeki bir bilgi ile varlığa çıkmış kendi yöntem ve kuralları olan bir disiplindir. Bu bağlamda dinide kendi kabul yöntem ve yasaları vardır. Özellikle diğer dinlerden farklı olarak islam dini kendi dini olguları ve bilgileri ortaya ,koymak açıklamak , tanımlamak ve yeni tanımlar yapmak için kendi içinde bir çok metodoloji ve disiplin içerir. Bu içerikler dini bilginin sınanmasını doğrulanmasını ve geliştirilmesini sağlar bu sebepten kendi içinde devasa bir bilgi oluşturma sınama ve ölçümleme yöntemi vardır. Akaid, Kelam, Tefsir, Hadis,Kıraat, Dil Bilgisi ,Mistik sanatlar olan Tasavvuf,Havas ,Fıkıh gibi alanların her biri kendi içinde metodlara sahip ve bu metotlarla kendi bilgilerini sınayıp geliştirip ve İslamın Din bütünlüğü olgusunu korumaktadırlar. İslam hayatın ,yaşam şeklinin, felsefenin, sanatın ve bilginin tamamını kapsayıp müdahil olduğu için geniş bir bilgi üretim ve sınama mekanizması vardır.Üzerinde düşünme ve keşfetmeyi açık bırakıp tefekkür dünyasına özgü olan Kesin olmayan (müteşabih) tanımlarla beraber, inanç ve yasaları net bir şekilde çizen kesin (muhkem) tanımları içerir. Ve her şey bu tanımlar üzerine kurulur. Bunların hepsinin kaynağı sırası ile ise İlahi Vahiy olan Kuran-ı Kerim, Sünneti Seniye olan peygamberin asm. emir yasak ve ilettiği Hadisi Şerifler, Alimlerin ve ümmetin icması,fakihlerin kıyas ve akıl ile elde ettiği bilgiler ve varlığın özüne dair olan keşfi bilgilerdir.
Velhasılı kelam bir olguya ne kadar geniş çerçeveden bakarak hareket edersek o kadar az hata ederiz. İnsanın bilmediği konuda susması ilmin adabındandır. muhyi.academy nin yolumuzu aydınlatması duasi ile.
Ahmed V. Demir