el-Fıkhü’l-Ekber Mukaddime

el-Fıkhü’l-Ekber Mukaddime

Mukaddime

Sevgili okur; bu serimizde İmam-ı Azam Ebu Hanife ra. ‘in el-Fıkhü’l-Ekber in Ebu’l Mümteha şerhine başlayacağız.

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطاَنِ الرَّجِيمِ  بِسْــــــمِ ﷲِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيم اَلْحَمْدُ ِللهِ رَبِّ العَالَمِينَ وَ الصَّلاَةُ وَ السَّلاَمُ عَلَى رَسُولِنَا مُحَمَّدٍ وَ ﺁلِهِ وَ صَحْبِهِ اَجْمَعِينْ

“el-Fıkhü’l-Ekber” terimini imam Ebu Hanife Akaid için kullanmış ve bu hususta bu risaleyi yazmıştır. İslam ilimlerinin belki de en önemlisi İlm-i Akaiddir. İlmi Akaid de diğer ilimler gibi kendi metodolojisine sahiptir, bunları İlimler Tasnifine genel bir bakış olarak bir makalede belirtmiştik. Akaid kesin hükümler ile iman şartlarını bildiren ilimdir. Bu bağlamda bir kimsenin iman etmiş olması ve müslüman denilebilmesi için bu şartları kesin olarak kabul etmiş olması gerekmektedir. İslâm yolu ehl-i sünnet ile kaimdir.

 Zira Allah Resulu SAV. şöyle buyurmuştur : 

-“Muhammed’in nefsi elinde olan Zât’a yemin ederim ki ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacak; biri cennete, yetmiş ikisi cehennemde olacaktır.”

-“Onlar kimlerdir ey Allah’ın Peygamberi” diye sorulunca şöyle buyurmuştur:

-“Sünnet vel Cemaat.”

-”Sünnet vel Cemaat nedir?” denilince de şöyle buyurmuştur:

-”Bugün benim ve ashabımın üzerinde olduğu şeydir”

(Tirmizi, İman-18;,İbni Mace, Fiten-17)

Görüldüğü üzere açık olan yol Allah ve Resulu (sav)in yoludur.

O yol da ,yukarıda Allah Resulu sav. in belirttiği gibi kendisi ve ashabı kiramın yoludur. Ehli sünnetin kaidesi Allah Resulu sav. in sünneti ve Ashabının yolu üzerine olmaktır.

Zira Bakara Suresi 137. Ayeti kerimesinde Allahu Teala hazretleri

(فَاِنْ اٰمَنُوا بِمِثْلِ مَٓا اٰمَنْتُمْ بِهٖ فَقَدِ اهْتَدَوْاۚ وَاِنْ تَوَلَّوْا فَاِنَّمَا هُمْ فٖي شِقَاقٍۚ فَسَيَكْفٖيكَهُمُ اللّٰهُۚ وَهُوَ السَّمٖيعُ الْعَلٖيمُؕ)

Eğer onlar da sizin inandığınız gibi inanırlarsa kesinlikle doğru yolu bulmuş olurlar; fakat eğer yüz çevirirlerse bilesin ki bir ayrılıkçılığın içindedirler. O takdirde artık onlara karşı Allah sana yeter; O, işitendir, bilendir.

buyurmuştur. Bu ayeti kerimede hitaben Onlarda sizin ifadesi kullanılmıştır, buradaki sizin muhatabı Allah Resulu sav. ve ashab-ı kiramdır ,sadece Allah Resulu sav. e senin inandığı gibi ifadesi kullanmıyor, dolaylı olarak şart olarak Allah Resulu sav ve onun yetiştirdiği ashabı ve arkadaşları gibi iman etmemiz gerektiğini gösteriyor. Zira bize sünneti aktaran O (sav) nun ashabıdır. 

Ehli Sünnetteki Sünnet, Efendimiz sav e işaret ederken, Cemaat ise ashabına ve yoluna işaret etmektedir ki bir müslümanın kurtuluş yolu Allaha ve Resulüne sımsıkı sarılmaktan geçer. Akaid ilmi insanın ebedi hayat için ihtiyacı olan, inanması zaruri olan iman kaidelerin toplar ve açıklar. Bu şerh boyunca da hazreti imam, iman şartlarını ele almış ve açıklamıştır. Bunları Kuranı kerimdeki imana taalluk eden ahkam ayetleri, ve sahih hadisi şeriflerdeki ahkam içeren hadisi şerifler ile yapmış, bunları tek kitap altında başlıklar halinde toplamıştır. Bu da bu akaid metnini Ayet ve Hadislerin ahkam kısımlarından çıkarıldığı ve mukim olduğu için imanın zaruri şartlarını topladığı ve bunlarla iman etmemiz gerektiğini gösteriyor. Bu içerik ehli sünnet ve cemaatin temel akaid eserinin bir dizi dersini içermektedir. Şimdiden Allah sonuna kadar bu eseri bitirmeyi ve kendisinin istediği gibi Allah Resulu ve ashabı gibi iman etmeyi imanımızı taklitten tahkike çevirmeyi bizlere nasip etsin vesselam.

Ahmet V. Demir