Buğday ve Himmet
Buğday toprağa düştü himmet ise ruha
Arzu ve istekler ve hayırlar konusunda insanlar çok hırslı ve hayra karşı hasud olurlar tekke kapılarına geldiklerinde büyüklerden himmet talep ederler gönüllerinde ki arzularına cevap bulmak konusunda samimi bir hal ile taleplerini büyüklere arz ederler derin bir muhabbetle ve iştiyakla büyüklere yöneldikleri de kader gayrete aşıktır. Hükmünce edeplerini iyi muhafaza ederek büyüklerin kapısını aşındırırlar pek çok inayeti Rahmana erişirler de arzu ve emelleri gerçekleşince samimiyetlerine ihlaslarına fütür getirerek başlarlar o büyükleri incinmeye çünkü sanırlar ki elde ettikleri kazanç bütün hayatlarının semeresi olacak ve hayatları elde ettikleri ile ikame olacak heyhat gözlükle bakmak ile dürbün ile bakmak arasında dünya encamını okumakla levhi okumak aynı mıdır.
İnsanın hem dahi bir küçük levhi bir de Hakkın büyük bir mahfuz olan levhi vardır
Saf ve katışıksız Ümmice bir inkıyad ile bilecen bilgiç ukalaca bir inkiyad arasında yer ile gök arasındaki mesafe kadar fark vardır.
Kendini hiçle görmek mahviyet ile kendini ispat ve varlıkla görmek arasında çok ince bir çizgi vardır şeytanla Âdem, Firavun’la Musa, İbrahim ile Nemrud, Ebu cehil ile Habibi arasındaki sırda buradadır. Kapılara geldiğinde herkes murad arzusundadır hep. Arzu kendi istekleridir de Hak isteği nedir diye bir nebze olsun bunu sorgulamaz.
Hak talibi olan hak ile nefsi arasında tercihini hak için yaparsa kurtulur. Nefsi için yaparsa Allah onları nefsi ile başbaşa bırakır. Elbette mesele bulanık gönülleri saf duru hale getirmektir. Bazıları imtihanı verecek bazıları imtihanı kaybedecektir.
Hak erleri sözlerini söyleyecek kader hükmünü herhalde icra edecektir
Hazreti İbrahim olmak bütün putları kırmak
Yunus olmak önce buğdaya talip olup sonra pişman olup nedamet getirip himmet arzu etmektir. Bu yakanın sırrı budur.
Şimdi vakit alayı ednaya tercih edenler için imtihan vaktidir ruhi tenezzülât vaki oldu ve dahi tefeyyüz dahi batına avdet etti.
Şimdi terakkiyat setrü ketm oldu buğday toprağa düştü dönüp dolaşacak hakikatı fark edecek buğdayın mahsül vermesi için büyüklerin kapısına geleceksiniz
Şimdi sırlı bir beyitle:
Akibete işaretle gönülden düşürdüğümüzün
Nasıl bir çileye düçar olduğunu şerh edelim
Bu beyit Süryanice İbranice ve dahi Arapçadır.
Kuş dili gerek…
Erenlerden nasip tahsil etmeye gelip de nasibe ermeden nasip aldığını sananlara aşk olsun. Mânâ ve rüya görüp de onlara aldananlara aşk olsun….
Burunları sürtülsün…..
BALİYAH TÜ ÇÜNA KAZA EST Ü NAKAMET
İbrahim YERLİKAHA (ŞAVKİ)